Sizin dolabınızda çilekler bozuluyor mu?

Bu gün yine cocukluk anımsamalarıyla karşı karsıyayım. Blogda buna benzer bir suru yazı var ama sorun degil cunku imanımı kaybedip deist falan oldugumu düşünmedikleri surece buralarda pek kimse takılmaz(tavsan-dag). 

Ben kucukken bizim evde erik, kiraz, çilek, muz, kivi gibi meyveler törenle yenirdi. Hele de mevsimin ilkleriyse. Tören dediysek öyle suslu kaplara koyup Buddha'ya ikram etmeli bi sekilde degil. Benim aksime ailem gayet tatlı, sıradan, sorunsuz muslumanlardir (bak hala). Bir de ben kucukken babam polisti. Buyudugumde polisti uzun bir sure, sonra ihraç oldu ama o kisim onemsiz. Akşamları cok evde olmazdı. Haftada bir kac gün belki. Ama o eve geldiginde hep cay saati yapardık beraber. Cayin yanında dut-pestil (ispirliyiz tabiki:)), başka çok kilo yapıcı seyler, elimize tutuşturan bir gazete küpürü, sizinti yazısı ya da ailem ya da bir risale. Basımın belası fazla kilolarımın, bitmez tükenmez memleket ve aile özlemimin, ve hatta cocukluk özlemimin, belki daha başka bir çok seyin temelleri hep bu cay saatleri. Aslinda simdi farkettim bu cay saatlerinden kurtulsam hipnozla falan, bi cok seyden de kurtulabilirim sanki. Kalbin sadece kan pompalamaya yarayan bir organ degilde, ayni zamanda kocaman bir duygular kütüphanesi olduğunu unutmak istediğime karar verirsem bunu denerim belki bir gün. Ölüm gibi bir gün olur herhalde, bitkisel hayat gibi falan. Iste bu basta saydigim meyvelerin tüketildiği kutsal zaman dilimi bu cay saatlerinin olduğu zamanlardi. Cunku herkes evde, herkes ayni ortamda ve herkes meyve yemeye hazır. Baya komünist hos bi sistem aslinda. Esitlik, kimsenin hakki kimseye gecmesin hesabi. Bu evde sadece dertler, sevinçler, kederler degil mevsimin ilk ve pahalı meyveleri de paylasilirdi. 

Buz dolabında domates, salatalık, evde en az bir kisinin sevmediği sebzeler her zaman bulunabilir. Onların yokluğunu da annelerden baska kimse farketmez zaten. Bu sebzeler çürümüş, bozulmuş, kirilmis, küsmüş kimsenin umurunda olmaz annelerden baska. Ama çilek öyle mi, ya da kiraz. Butun kis beklemişsin ve sonunda teşrif etmiş. Babanin bir-iki günlük maaşıni verip, çocuklarına kıyamayıp aldigi kirazla, lahana bir olur mu hic? Neyse, uzun yıllar benim icin bu meyveler hep merasimle yenirdi. Sonra yakin ayrılıklar, sonra uzak ayrılıklar derken bu meyveler kalktı benim masamdan. Ama bi keresinde annemler Turkiye'den taa Myanmar'a bir kutu kiraz göndermişti. Uçak 14-15 saate gider Myanmar'a. Kirazlar geldiginde bozulmuştu ama olsundu. Bir merasim meyvesi bir merasimle, uzun yollar katedip soframa gelmişti. O zaman anlamalıydım kirazın tadının olmaması uzun yollar, kavurucu sıcaklar degil soframdaki boş sandalyelerdi. 

Çok yemek yapmayan biri olarak buz dolabında patlıcanın, domatesin, salataligin hatta büyük bir askla aldigim taze fasulyenin bile bozulması ilginç degil. Uzuluyorum her seferinde çöpe attigimda ama hic "aa yok artık bu fasulye neden bozulmuş" demiyorum. Bir hafta markete gidip 3. hafta aldigim hemen hemen butun sebzeleri matemle çöpe atmaya alistim ama çilek, kiraz, Blue Berry çöpe atmak alsitgim seyler degil. Nasıl yani, çilek nasıl çöpe gider dostum, kiraz nasil çöpe gider? 

Simdi buna bir suru sebep bulabilirim. Meyve yemek istemesem de sevdiğim bişey diye almam, meyve yemek icin özel bi zaman dilimi olmadıgından ne zaman meyve yenir kestirememem, iste hormon, ilaç derken meyvelerde eski tad olmadıgından. Bi keresinde bir çilek yemiştim ve o anda Allah'i hatırladım cunku tadı çok güzeldi, ilahi bir güzellik ve o ancak ilahi bişey tarafından yapılabilirdi. Ya da artık bu meyvelerin kisinda bulunabilir olması onların degerini azalttı. Ama ben su seçenek uzerinden gideceğim; yalnızlık. Belki artık ailesi yanında olanların da dolaplarında çilek ve kiraz bozuluyordur, bilemem, ama sanki ben çilek aldigimda market poşetinden dolaba yerleştirmek yerine yıkayıp, temizleyip masaya getirsem ve sandalyeler dolu olsa bozulmaz gibi geliyor. 

Bi ara konusunca anneme sorayım onların dolabında da çilekler bozuluyor mu acaba. 

Dolabınızda çilekler bozuluyorsa ya müsrifsiniz ya yalnız ya da ikisi birden. 


Ps: guzel bi parca bırakayım buraya:

 G Minor- (arranged by Luo Ni,piano titles 2 ) --from Bachs' Prelude and Fugue in C minor

 


Yorumlar

  1. bu yazının üstüne bir müzeyyen esliginde bi sigara yakılır

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

îki ters bir düz

Boşluk

Kırk yıllık hatır