Yaşlandıgında kac yaşındaydın?
Bu aralar yas 35 yolun yarısı deyip 46 yaşında hayata gözlerini kapayan Cahit Sitki Taranci gibiyim. Ömrümün son demlerinde olup olmadığımı bilmiyorum. Cok yasadigimi hissediyorum bazen, bazen de çok yolum varmis gibi geliyor. Bilemiyorum yaslilik bana hangi yasta gelir, belki de gelmistir coktan. Yaslanmak nedir? İnsanlar yaslandiginda ölüme daha yakın bulurlar kendilerini. Aslinda hic kondurmak istemezler bunu kendilerine ama icten ice bilirler bacaklarina gelip yerleşen ağrılar romatizma, kemik erimesi degil yasliliktir. Şimdi ölüme digerlerinden daha erken yaklaşan insanlar yaslanmadan mi ölmüs olur yoksa onlar gençken mi yaslanmistir?
Ne kadar da yorgunuz. Azrail bu aralar yine katti pesine cok kalender iki kadini daha. Ama bu var ya haksizlik Allah'im. Azrail (a.s) hep gucluleri seciyor takimina. Once Mustafa Kabakci bey, Ayse teyze, simdi de Fatma ablalar. Boyle oyun mu olur? Allah'im Fatma Gormez ablayi yarattigin icin sana tesekkur ederim. Kalbi naif insanlarin varligi beni mutlu ediyor. Aci cekmeyi güzelleştiriyorlar. Bakinca isyan etmiyorsun da vay be diyorsun, kadina bak, metanetine bak, tevekkulune bak, teslimiyetine bak. Ama bu haksiz oyun dagilimina acil bir şeyler yapsan iyi olur, bizim takımdaki cocuklari zor tutuyoruz. Yine de Sen bilirsin. Sen en iyisini bilirsin.
Bu aralar yine ben kimim diye soruyordum kendi kendime. Neyi neden dusunuyorum? Yani soylesi daha dogru Why do I think what I think? Yani ben doğduğumda yıldızların konumlanmasi bile benim kisiligim ustunde soz sahibi ise ben kimim? Ne yapiyorum bu dunyada? Acikli bi filmin figurani miyim? Biz hep yenilen tarafi tutariz bu arada.
Bi kursa basladim, Introduction to Psychology. Dersin ilk konusunda benim bu kafa karisikligima degindi hoca. HA! Şanslıca! (bu kelimeyi ben buldum bu arada). Dedi ki eskiden insanlar kim olduklarina dair sorular sorarlardi. Mesela konusurken benim ellerim, benim ayaklarim gibi ifadeler kullanılır, sanki bir ben var ve bu benin elleri ve ayaklari var. Yani ben benim bedenimden bağımsız bişeyim. Bu yuzden Descartes, dunyada her seyin varligindan suphe edebileceğini ama şüphe ettiğinden şüphe edemeyeceğini soyleyip, I think, therefore, I am! dedi. Sonra sayin profesor, yapilan arastirmalarda dusunce gucunun, bizden bagimsiz bisey olmadigini, hepsini beynimizin yaptigini soyledi. Yani ben bi butunmus ve beyin de bize düşünmeyi veren şey. Ahh Decart'cigim, biliyorum ne kadar da materyalist bi dusunce. Eminim sen de sevmezdin bu fikri. Birazcik Albert Camus okumuş olsalardı bu dünyanın tek kazananinin sairler olduğunu bilirlerdi.
Konuyu dagittim biraz, özür dilerim. Yaslanmak diyordum. Sahi en son ne zaman gençtim? Ne zaman alismamistim, ne zaman sevmeye basladim hüznü, ne zaman gülmüştüm en son kahkahalarla? Ne zaman sarilmistim en sevdiklerime en son? Ne zaman sarkilar ozlemlere kocaman golgeler katmamıştı henüz? Bi kere de başka bi Fatma abla sıkıca sarilmisti da sanki Bünyamin'in ölümünü kalbim onunla paylasmisti. Cunku goz yaslari kelimelere izin vermiyor cogu zaman, kendileri de dert anlatmakta oldukça basarisiz ya da insanlar gözyaşlarını anlamakta cok basarisiz. Sahi o zaman kac yasindaydim?
En son ne zaman inanmistim taa icten, en son ne zaman iman etmiştim taa kalpten, yanlış anlama Seni seviyorum, sadece bazen güvenemiyorum gönlüme. Riyakar hissettiriyo bazen. Baskalari anlamaz bunu da Sen beni bilirsin. Sonuçta demiyor musun "Size sah damarinizdan daha yakinim" diye.
Kabil 730 yil yasamis, Incil'in dedigine gore. Ne yapti onca yil acaba? Hangi yil yaslandi? O kac yasindaydi yaslandiginda? Yoksa Habil'i öldürdüğünde öldü mü gencligi?
Biz çok yorgun hissediyoruz su aralar. Yorgunluğumuzu Sana şikayet ediyorum. Dinleniriz belki, belki de mac bitene kadar koşmaca. Sonuçta Sen varsin, mulkun var. Yani ben dusundugum icin degil de varligin-Decart orda yanilmis olabilir-, yarattigin icin varligim.
Sadece çocuklar annelerine kuşlarla selam söylemek zorunda olmasaydı güzel olurdu, Fatma ablanin cocuklari duymadigi icin ona kızmasa ve sen bizi anlamıyorsun, derdimizi anlamiyorsun demeseydi iyi olurdu, Nursena babasini sag saglim bulsa, dedem babami goremedigi icin aglamasa, onu görmeden öleceğini dusunmese, bazilari kus olup gitmese erkenden, insanlar hür olsa, sevseler cok, sevdikleriyle beraber olsalar, kavuşsalar ayrilanlar, dinlenseler yorulanlar, o o kadar üzülmese, o kadar yalniz kalmasa, en cok onun dualari kabul olsa, o da o kadar yalniz kalmasa, ben, ben, ...
Note: Son Yaz, Kader Aglari muzigi esliginde yazildi. Onu dinlerken okusan super olur taklim.
👌
YanıtlaSil