Sonbahar:Affetme mevsimi

 

Bir sonbahar gunu, öğlen vakti ama hava kapalı yağmur var. Bizim memleket yine boyanmis sarinin, yesilin, kirmizinin her tonuna. Bu havalar insana bi hayat muhasebesi yapmasini hatirlatiyor sanki. Yani kisin olumse sonbahar olume bes kala, hatirla, hesab et, pisman ol, ozur dile, affet, kurtul butun yuklerinden yureginin. Ya ateslere at dertlerini kullerini savur hep gokyuzune ya serpistir dertlerinin oldugu gibi belki bi deniz ustune dalgalar gotursun ya ruzgarlara karissin. 

Ben de bu sonbahar gunu kirginliklarimi affedeyim diyorum. Kendime kirginim az biraz. Hayatimda yalniz kalmaktan o kadar korkmusum ki onunla yasamayi ogretmisim kendime hatta zamanla o en iyi bildigim sey olmus ve en iyi bildigim seyden vazgecememisim hic. Sen bu isi ogrendin, o zaman ogrendiklerini hayatina gecir simdi demisim kendime ama sonunda da kendimi yapayalniz birakmisim, tanidik simalara hasret birakmisim kendimi, tek basina soylenen icli marslari cay kokularinin karistigi icli sarilmalara tercih etmisim. Simdi yagmurlu bi sonbahar gunu evimin balkonunda palamut agacinin ustundeki kucuk sincap bile evinde. 

Oysa insan oyle dizayn edilmedi ki. Bosuna mi konusmayi ogrendik cumlelerimiz bi sevinci bi huznu paylasmayacak olsaydi? Bu soruya bi cevap olmayinca kendimi affedeyim ben en iyisi. Aferin iyi is cikardin. Saclarindaki siyahlar sayica beyazlarin altinda kalincaya kadar iyi yuruttun bu isi. Cok sikica tutundun. Simdi birakma zamani. Yapmasaydin iyidi ya neyse oldu bi kere. Hayatta neler icin kimleri kimleri affettik bu zamana kadar bir de kendimizi affedelim. Uzulmeye devam edebiliriz, ozlemeye devam edebiliriz, son nefesinde yaninda olamadigimiz en sevdiklerimizi daha da ozlemeye devam edbiliriz. Hatta hala ordaymislar gibi bile hayal ederiz belki. Memleket sokaklarinda salindiklari aklimiza gelebilir. Ama kendimizi affederiz. O cocuk bilmedi zorluklarla basetmek icin onceden kendini ona hazirlamana gerek yok. Ya yalniz kalirsam diye yalniz kalmayi ogrenmektense o gelince ona tahammul etmeyi secebilecegini kimse soylemedi. 

Cocukken kac kere koybolmustu sayisini bile hatirlamiyor. Onceleri cok yaramaz oldugundan hep anne babasina zorluk cikaran hareketli, zor bi cocuk oldugundan diye dusundu ya da ona inandirildi ailesi tarafindan ama buyunce dusundu ki anne olan ben olsaydim ayni durumda baska davranirdim. Ayni Selim gibi hayatini ciddiye almalarini istedigi bi oyun oynuyordu ama herkes oyunu gercek zannetti. Tanimadilar onu, farzettiler, kabul ettiler, inandilar ve inanmaya devam ettiler. Bunu ancak bu yasa gelince farkettim ki yalniz kalmak tek basina yasmak degil hayatta seni sen olarak taniyan kimsenin olmamasiymis.Taninmamakmis yani. O kucuk kiz tek basina yasamayi ogrenmis ama yalniz olmayi henüz kabullenememis. Onu affedelim. Hatta onun icin bi sigara yakalim. Duman olup ucsun yalnizliginin acisi. 

Gelelim siradakilere. Annesini affetesin yapabilirse. Bu yasa geldim hala ben bile anlayamiyorum o kucuk kiz nasil anlasin? Annesi o kadar hisli hemen aglayan cok sarilan cok ozleyen bi kadinken neden onun cok soguk birisi oldugunu dusunuyor. Hic anlasilamadigi icin mi? Hic sevildigini hissetmedigi icin mi? Merak ediyorum acaba gercekten hep kendi basina yasayabilen bi cocuk oldugum icin mi oyle yasamayi sectim yoksa gercekten hic goruldugumu hissetmedigim icin mi? Neyse sonbaharlar affetmek icin. Annemi de affediyorum. Onun icin degil de kendim icin affediyorum. Biktim artik cer cop tasimaktan sirtimda. 

Babam da beni uzun yillar gormedi ama ne zaman ki masada bende yerimi alip muhattap alindigimda bir kac sey anlatinca sasirip neden bana bunlari o zaman soylemedin dedi. Yillarca anlasilmamistim ama o an saygi gordugumu hissetmistim. Ondan babami cogu zaman oldugu gibi kabul ettim sanirim. O yuzden babami sadece zamaninda beni ciddiye almayip hayatimi etkileyecek secimleri benim yapmama izin vermeden kendisi yaptigi icin affediyorum. Gecmis gecmiste kaldi. 

Nesibeyi de affediyorum. Size soylemek istemedigim sebeplerden oturu. Oda cok gecmis. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

îki ters bir düz

Boşluk

Kırk yıllık hatır