Hüzünlü Bir Adam

Huzunlu bi adam sevdi o. Yani acilari herkes tarafindan kabul gormus, anlatsa roman olur gibi degil de kendisi huzun olan bi adam sevdi. Ama kendisi huzun olan bi adam nasil sevilir bilmedi. Bazen oyle hissetti ki kocaman kanatlari olsa alsa o adami kanatlarinin arasina öylece sarılıp kalsalar. Kendisi de biraz huzun gibiydi. Huzunlu olanlarin kafalari hep baska calisir. Varla yoku çok ayird edemez mesela. Kafalarının içinde hep baska bi dunya daha vardir herkesi kabul etmedikleri. Gozleri bugulu bakar hep, sislidir yani. Oyle cok buyuk, toplumun icini acitan bir sey yaşadıklarından degil de gozleri hep baska dunyalari dolastigindan.

Simdi onun kafasinin taa icinde baska bi dunya var ya o dunyada kanatlari olmak serbest. Howl gibi. Howl gibi siyah kanatlariyla sardi o adami. O adamin gozleri buguluyken, başka bi alemde gezinirken o o adamı korudu.

Sonra merak etti. Huzunlu adamlar ne ister? Mutlu olmak isterler mi mesela? Ya da mutluluk nedir onlar icin? Mesela el ele bi sahil kıyısında gezmek ister mi bu hüzünlü adam? Eve geldiginde mis gibi ekmek kokusu duymak? Sabah evden çıkarken biraz utangaç biraz sehvetli bi buse ister mi? Yoksa bu adam sadece huznu mu sever? Biraz gulse iyi olurdu ama guldugunde kendini huznune ihanet etmis gibi mi hisseder?

Huzunlu bi adam sevdi. Adami mi sevdi yoksa huznunu mu? Cunku o da huzunlu bi kadindi. Ortada hic bisey yokken bile kalbi mahsun olmali insanin yada o kadin oyle derdi. Elleri mürekkebe bulandi diye hüzün kokar mi birisi?  Her kanun herkes için değildir sonuçta. Mesela mavi herkes icin mavi degildir. Gokyuzudur bazilari icin, bi cicektir belki yada bebek battaniyesi.

Huzunlu bi adami herkes sevmemelidir. Huzunlu adamin huznunu öldürebilir (her ölüm kötü müdür?), ya da çok fazla mutsuzluk olabilir. Belki gurultulu bi mutsuzluk olur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

îki ters bir düz

Boşluk

Kırk yıllık hatır