îki ters bir düz
Düğün günüm hayatımın en mutlu günüydü belki. Rüya gibi bir düğün olmuştu. Salon, yemekler, çiçekler, hatta o dönemin ünlü sanatçılarından biri bile sahne almıştı düğünümüzde. Planlama için işin uzmanlarıyla çalışılmış, bana onlarca kıyafetin arasından istediklerimi seçmekten başka bir iş kalmamıştı. Şimdi ki gençler olsa bundan rahatsız olup, benim istediğim gibi olsun derler muhtemelen ama ben çok iyi biliyordum ki bu kadar büyük bir aileye gelin olmanın sorumlulukları vardı ve ona göre davranmalıydım. Bu sebeple her şeye başkalarının karar vermesi beni hiç rahatsız etmedi, aksine keyif aldım. Nüfuslu bir ailenin, yüksek mühendis oğluyla evleniyordum ve bu gibi hikayelerde olanın aksine kocamı seviyordum. Uzun boylu, yakışıklı, güler yüzlü, saygılı, merhametli, yaptığı işi en iyi şekilde yapan ve etrafı tarafından saygı duyulan bir adamdı. Ailesi benim ailemin seviyesinin çok üstünde olmasına rağmen beni kendilerine layık görmüşlerdi ve istemişlerdi; bizimkiler de ağızları kulakların...